BİZ YOKSAK SİZ KAÇSINIZ?
Bu güneş hepimize doğuyor
Yalnızca size değil
Gözlerini at gözlükleriyle kapatan
Hakikatlere kulaklarını tıkayan
Duymak istediklerini duyup
Görmek istediklerini görüp
Adeta gerçekler yüzlerine vurulup,
Vuruldukça geri dönen insanlara sesim
Başörtüsü diye, ille de başörtüsü diye
Başımdaki örtüyü canavarmış gibi görüp
Büyütüp korkularını dile getiren
O insanlara sözüm.
O kadar çağdaş, o kadar modern
O kadar Avrupai oldunuz ki,
Onları da kaç kulvar geride bıraktınız bu düşüncenizle
Başörtüsü o kadar itici geliyor ki size
Uykularınızı bölen karabasan
Kâbusunuz oldu adeta
Başörtümüzle bizi kara böcekler gibi görüyorsunuz
Neymiş benim başörtüm?
Ekmeğinizi, suyunuzu elinizden mi alacak?
Özgürlüğünüzü alıp, sizi evlerinize mi kapatacak?
Hiçbir makam, hiçbir söz hakki vermiyorsunuz bize
Bu ülke, bu vatan
Size dedelerinizden mi armağan
Sizin atalarınızın kani kırmızı da
Yoksa bizimkiler mavi mi?
Bu al bayrak yoksa sadece sizin mi?
Sınırda bekleyen askerlerin
Emekçiler, çiftçilerin
Başında örtüsüyle tarlasında çapa sallayan
Ayakları çamura saplanan,
Çiçekli pazen şalvarlı,
Yediğin tahılı, meyveyi, yemişi
Ekmeği sofrana getiren anaların değil de
Yoksa sadece sizin mi?
Biz yoksak siz kaçsınız?
Yetmiş milyonuz diyorsunuz
Programlarınız reyting yaptığında mı?
Biz varız?
Biz yoksak eğer siz kimsiniz
Biz yoksak siz bir hiçsiniz
Karabulutlar gibi çökecek mi dünyanıza örtümüz
Günesiniz mi kesilecek
Yazınız baharınız hep kışa mı dönüşecek
Bu vatan bu İstanbul
Bu Ankara bu Çankaya
Her çöpü her karisi hepsi bizim
Yine bizim ille de bizim
Biz sadece imam hatiplerde değiliz
Yurdumun bütün okullarını dolduran
Sabahları bahçesinde andımızı okuyan
Müdürünün idarecinin öğretmenlerinin
Eğitim verdiği sınıflarda sıraları dolduran
O çocuklarda bizim
Korkutacaksa bu gerçek duyun öyleyse
Yarın da çocuklarımız olacak
Örtüleriyle gelecek karşınıza
Belki sizin değil ama
Çocuklarınızın karşısına
Bu gerçek belki uçuk çıkaracak dudaklarınızda
Coşup akan akarsuyun karşısına
Hangi barikat nasıl karşı koyar.
Bırakıp gitmeyeceğiz ya vatanımızdan
Örtümüzü çıkarıp atmayacağız başımızdan
Korkup, yılıp pısıp çekilmeyeceğiz davamızdan
İstediğiniz koyunlar olmayacağız
Biz çağlayanı ancak dolduran
Bir milyon azınlık değiliz
Biz meydanlara sığamayacak, Türkiye"yiz
Şimdi sözüm başörtüsü hafife alanlara
Benim başörtüm yerlere düşmeyecek
Bayrağın yere düşmediği gibi
Ayaklarının seviyesine inmeyecek
Başörtüm benim iradem özgürlüğüm
Kimliğim başörtüsü benim şerefim
Ekmeğimden maaşımdan makamımdan daha da önemli
Sen de bil bunu öyle çıkar sesini
Kızının namusu iffeti kadar önemli.